LİDER
Hiç değişmemiştir kural; aynı şekilde devam etmekte ve yarın da hiç bir değişikliğe uğramadan aynı kalıpta devam edecektir.
Değişmeyen ve değişemeyen bir kuraldır hayatın belirleyicisinin ‘Liderlerin vasıfları‘ndan geçtiği gerçeği.
Çünkü tarihi ve toplulukları hep Liderler bir yere taşımıştır.
İyi ve başarılı bir Lider tebaasındakilere mutluluk ve huzur verirken, kötü bir Lider mutsuzluğun ve huzursuzluğun ana kaynağı olmuştur. Onun için insanların mutluluğuna ve huzuruna hep Liderlerin vasıfları damga vurmuştur.
Toplumların bağımsızlığa kavuşmasına, örgütlenmesine, emeğin hakkının savunmasına ve karşılığının en yüksek seviyede alınmasına hep Onlar önderlik etmiştir.
Yönetici değildir Onlar.
Lider ‘dir.
Çünkü Liderlik, Yönetici olmanın ötesinde farklı bazı özellikleri beraberinde getirmekle birlikte meziyet ve yetenek gerektirir.
Yönetim, bazı sistemler içinde yasal otoriteye dayalı olarak işleri ve insanları yönetme, yönlendirme, koordine etme ve denetleme becerisi ve yeteneği ise ve bu bazı liderlik özellikleri gerektirse de, liderlik, yöneticiliğin dışında ayrı bazı özellikleri içermektedir.
Liderlik, sistem ve kuralları çalıştırmak kadar bunların ötesine geçebilme, akılcı olduğu kadar sezgilerini kullanabilme, sabırlı olabildiği kadar cesur, atak ve yaratıcı olabilme özelliklerini de beraberinde getirmektedir.
Yönetici, mevcut düzenin çarklarına uyarken ve o çarkların arasında ezilip, bükülürken Lider, farkındalık yaratır.
Yönetici, mevcut durumu kabul ederken Lider, mevcut durumu sorgular.
Liderlik davranışlarında mutlak ve değişmez doğrular yoktur.
Çünkü Liderlik; olanı görmek, olması gerekeni kestirmek, yapılması gereken eylemi personelin ve örgütün beklentilerini bütünleştirerek gerçekleştirebilmektir.
Çünkü Liderlik; insanları zor kullanmadan belirli yönlere doğru harekete geçirmedir.
Çünkü Liderlik; problemleri gerçekçi bir gözle görmek ve alternatif çözüm önerilerini geliştirmeye yönelik kişisel yeteneklere sahip olmaktır.
Çünkü Liderlik; Örgütü amaçlarına ulaştırmak için yöneticinin taşıması gereken yönetsel yetki ve kişisel yeterliliğin ürünüdür.
Çünkü Liderlik; örgütün amaçları ile personelin beklentileri ve gereksinimlerini uyumlaştıran ve bunları davranışa dönüştürme yeteneği bulunan yönetsel beceriler bütünüdür.
Çünkü Liderlik; Örgütün bütün unsurları ile birleştiren (kültürel, ekonomik, moral, sosyal) ve ortak bir algı dayanağı yaratan bir iletişim yeteneğidir.
Peki nasıl olmalıdır iyi bir lider?
* Özgüven duygusu gelişmiş, izleyenlere güven veren bir kişilik yapısına sahip olmalı.
* Hızlı ve etkili karar alabilmeli ve bunları hızlıca uygulamaya yansıtabilmeli.
* Kararlılık, sorumluluk ve sosyal uyum yetenekleri gelişmiş olmalı.
* Kendini kontrol, bağlılık, ileri görüşlülük, sezgi ve cesaret gibi unsurları kişiliğiyle kaynaştırabilen insan olmalı.
* İzleyenlerle çok yönlü iletişim kurabilen, olay ve olguları gözlemleyen, neden ve sonuçları arasında ilişkiler kurabilme yeteneğine sahip olmalı.
* Yaratıcı, girişken, zeki ve idealist olmalı.
* İyi bir örgütleyici, bilgili ve becerikli bir yönetici, akıllı bir denetleyici olmalı.
* Dengeli ve tutarlı bir kişilik yapısına sahip olmalı.
* Ön yargıdan uzak, eleştiriye ve karşıt düşüncelere açık olmalı.
* İyi bir araştırmacı ve iyi bir dinleyici olmalı.
* iş başarma duygusu ve motivasyonu güçlü olmalı.
* Soyut düşünme kapasitesi maksimum düzeyde gelişmiş olmalı.
★★★
1989 yılını hiç unutmadı Karabük.
Bir de efsanevi Lider Özçelik İş Sendikası Genel Başkanı Metin Türker’i…
Demir Çelik işçisine bir ton demir karşılığı maaşı çok gören dönemin hükümetini 137 gün süren grev sonrasında 3 ton demir karşılığı maaşa ikna etmesini ve işçinin hakkını söke söke almasını hiç unutmadı.
Hele, Metin Türker’in sendikal önderlik anlamında farklılığını ortaya koyan, 5 Nisan kararları olarak tarihe geçen Ekonomik Önlemler Planı çerçevesinde Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kapatılması kararına karşı yürüttüğü eylemlerini hiç mi hiç unutmadı.
Çelik işçisi bir şeyi daha hiç unutmadı; birilerinin dayatmasıyla imzalanmış yüzde 14’lük maaş zamlarını başarı olarak lanse eden sendika yöneticilerini de hiç ama hiç unutmadı.
Kazıdı hafızasının en ücra köşesine.
★★★
Şimdi, çelik işçisi Metin Türker gibi efsanevi Lider özelliklerine sahip Liderini arıyor.
Çünkü biliyorlar ki, geleceklerini liderleri belirleyecek.
Ve diyorlar ki;
İşçinin belirli kurallar çerçevesinde sendika yöneticiliği yapacak birine değil, kendisine Liderlik yapabilecek sendika yöneticisine ihtiyacı var.
İşçinin birilerinin dayatmasıyla imzalanmış yüzde 14’lük maaş zamlarını başarı olarak lanse eden sendika yöneticilerine değil, insanca yaşayabileceği ve bu yaşantısına zemin hazırlayabilecek Liderlere ihtiyacı var.
Bugün Kardemir 3,85 Milyarlık bir kâr elde etmişse ve tarihinde ilk defa hissedarlarına kâr payı dağıtmışsa bu;
Sadece ileriyi görebilen yöneticilerin zamanında yaptığı akıllı yatırımların neticesi değil; işçinin, “Yeterki fabrikam zarar edip kapanmasın, daha da büyüsün, gelecekte çoluk çocuğuma aş kapısı olsun” düşüncesiyle ücret konusunda gösterdiği fedakarlığın ve özverili çalışmasının bir sonucudur.
Elbette rekor seviyede kârın gerçekleşmesinde bir çok etken var ama, işçinin payının da inkar edilemeyeceği yalın bir gerçektir. Bunu yok saymak Kardemir işçisine ihanettir, emeğe saygısızlıktır.
Ve…
Galiba yeni liderini bulmuş olacak ki çelik işçisi, dün mırıldanarak söylediği ismi bugün haykırarak söyleyebiliyor.
Recep Akyel
Çünkü biliyor ki, Recep Akyel gerçek anlamda sendika yöneticiliği yapabilecek Liderlik vasıflarına sahip bir kişi.
Çünkü biliyor ki, Recep Akyel işçinin alın terini, hakkını savunabilecek güce, insanca yaşamasına imkan sağlayacak bilgi, beceri ve düşüncelere sahip bir kişi.
Şimdi bakıyorsunuz tüm siyasi parti temsilciliklerinden tutunda vakıf, dernek yöneticilerine; hatta kurum yöneticilerine kadar herkes Recep Akyel’i ziyaret edip adaylığını desteklediğini açıklıyor.
Neden?
Çünkü biliyorlar ki, Recep Akyel, birilerini değil; vekaletini aldığı işçiyi temsil edebilecek bir Liderliğe, onların hakkını sonuna kadar savunabilecek bir güce ve bilince sahip.