KİMİSTENE

22.07.2025

Sessiz harabeden yükselen çığlığa kulak verin; Karadeniz’in gizli hazinesi turizme kazandırılmayı beklerken kaçak kazılarla yok olmasına müsaade etmeyin.

Karabük’ün Eskipazar ilçesi, sadece Hadrianaupolis ile değil, onun gölgesinde kalan ama en az onun kadar kıymetli bir antik kentle daha tarihe meydan okuyor:

Kimistene.

Bazı şehirlerin toprağı altın değildir, ama altının altında tarih vardır.

Karabük’ün Eskipazar ilçesinde, Asar Tepe’nin yamaçlarına kurulmuş Kimistene Antik Kenti, işte böyle bir yer.

Taşında tarih, tepesinde inanç, toprağında uygarlık var.

Ama bugün o uygarlığın izleri, arkeolojik kazma sesleriyle değil, kaçak kazmalarla tahrip ediliyor.

Paflagonya’nın kuzey sınırında yer alan Kimistene, Kimiatane veya Kimiata, Olgassys Dağları’nın (bugünkü Ilgaz) eteklerinde kurulmuş, Roma ve Bizans döneminde kesintisiz yerleşim görmüş, Zeus Kimistenos’a adanmış tapınağıyla Batı Karadeniz’in zirvesindeki kutsal şehirlerinden biri.

Arkeologların diliyle burası “tepeli kutsal alan”;

Halkın diliyleyse, Karadeniz’in unutulmuş hazinesi.

Antik adıyla Cimiatene bölgesindeki Cimiata

Genç Helenistik dönemden Bizans’a kadar kesintisiz bir yaşam barındırmış. Zeus Kimistenos’a adanmış bir tapınağı, Helenistik döneme ait bir sarnıcı, Roma’nın taşra mimarisini yansıtan anıtsal yapıları…

Dahası da var:

19 bin galonluk su kapasitesi olan sarnıç, kaya yazıtları, Frig seramikleri, Bizans dönemine ait kaplar, hatta maden işçiliği için Romanya’ya göç etmiş Kimistenelilerden kalan yazılı kayıtlar.

Ama bu zenginliğe rağmen Kimistene bugün ne korunabiliyor, ne tanıtılabiliyor. Tescilli ören yeri olmasına karşın sistemli kazı çalışması yapılmıyor, güvenliği yeterince sağlanmıyor, ne yerli ne yabancı turist biliyor.

Delik deşik edilmiş bir tepenin üzerinde, bölgenin geçmişi günbegün susturuluyor.

Üstelik zarar veriliyor acımasızca.

Bunu yapan zamana yenik düşmüş doğa değil; kaçak kazı yapan insan eli.

Geceleri mekan tutuyorlar kendilerine Asar Tepe’yi. Tapınağın temel taşlarını, yazıtlarını, kült alanlarını parça parça çalıp götürüyorlar. Arkeologların yıllarca belgelediği, tarihi bilimle kazmayı bekleyen katmanlar, kepçelerle, rastgele savrulan kazmalarla parçalanıyor.

Sonra bir bakıyorsunuz tarih, yerin altından değil, yabancıların müzelerinden çıkıyor.

★★★

Düşünün…

Bir antik şehir düşünün:

Frig döneminden kalma seramikler,

Roma dönemine ait dev bir Zeus tapınağı,

19 bin galonluk Helenistik sarnıç,

İmparator Caracalla’ya ait heykel kaidesi,

Ve Batı Karadeniz’in Dalmaçya’dan göç eden halkına dair yazıtlar…

Tüm bunlar bir arada, tek bir noktada:

Kimistene’de.

Yani Eskipazar’da.

Yani Üçevler’de.

Yani Deresemail’de…

Ama ne yerli biliyor, ne turist.

Çünkü bu tarihi miras ne kazılıyor nede korunuyor.

Elin oğlu Efes’i, Patara’yı ayağa kaldırıp turist akınına uğratıyor. Biz ise Zeus’un adını taşıyan bir tapınağı definecilerin keyfine bırakıyoruz.

Bir kent ne zaman turizm merkezi olur?

Güvenlik sağlanırsa, altyapı kurulur, tanıtım yapılırsa…

Peki biz ne yapıyoruz?

Seyrediyoruz.

2005’te başlayan yüzey araştırmaları hâlâ kazıya dönüşemedi.

Turizmin çok konuşulup az yatırım aldığı bir kentte, Kimistene gibi potansiyeli yüksek bir alan, kültürel kalkınmanın fitilini ateşleyebilir. Bugün Hadrianaupolis Antik Kenti nasıl turların rotasına girmişse, yarın Kimistene de bu zincire eklenebilir.

Turist otobüsü Hadrianaupolis’e geldiğinde rehber şöyle diyebilmeli:
Bakın şu karşıdaki Asar Tepe’ye… Orada da Zeus’un evi var. Orayı da göreceğiz.

Eskipazar esnafı için yeni gelir kapısı, gençler için tur rehberliği, kadınlar için el işi pazarı, köylüler için yöresel ürün standı demek.

Karabük’ün sadece sanayiyle değil, kültürle de anılmasını istiyorsak, Kimistene’yi kaderine terk edemeyiz.

Peki Ne Yapılmalı?

Önce güvenlik:
Kaçak kazılar derhâl durdurulmalı. Kamera sistemleri, mobil jandarma ekipleri bu bölgeye odaklanmalı.

Ardından yıllardır süren yüzey araştırması kalıcı bir bilimsel kazıya dönüşmeli.

Sonrası ise tanıtım.

Bu mümkün.

Hem de çok değil, birkaç yıl içinde…

Ama şimdiki gidişat devam ederse, orada göreceğimiz tek şey define çukurları ve yağmalanmış tarih olacak.

Kimistene’yi geleceğe taşımak bizim elimizde.

Ya sahip çıkar, turizme kazandırırız. Ya da çocuklarımıza, “Burası da bir zamanlar kutsalmış” deriz.

Unutmayalım…

Tarihi bekletmek, sessizce kaybetmektir!

★★★

Antik Roma’da bir Zeus tapınağına ev sahipliği yapmak, yalnızca geçmişle övünmek değil, bugüne borç taşımaktır.

Bugün kimse sahip çıkmazsa, yarın Kimistene’yi sadece akademik makalelerin dipnotlarında göreceğiz. Oysa bu şehrin geleceği, geçmişini ne kadar sahiplendiğiyle doğrudan ilgilidir.

Kimistene bizim.

Onu ya koruruz, ya da yok saydığımız tarih bir gün bize de hesap sorar.

Ama şunu da unutmayın:

O gün insanlara manevi haz veren Zeus’un evi, yarın bölgeye çeşitlenen turizm potansiyeliyle hayat verebilir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Kaynak Gösterilse Dahi İzin Alınmadan Hiç Bir Yazı KOPYALANAMAZ! Copyright 1994 - 2025 Engin Koçali