Kimdir Gazeteci ?
Her çocuk anne sütüyle beslenirken O, matbaa mürekkebi içmiş deli divane aşıktır.
Kimdir Gazeteci ?
Her çocuk anne sütüyle beslenirken O, matbaa mürekkebi içmiş deli divane aşıktır.
Çünkü, çocukluğunda yapışmıştır zehre.
Beynine, yüreğine; hücrelerine bulaşmıştır O çıkmayan mürekkep…
Kimdir Gazeteci ?
Sınır tanımayan sevgiyi hissedendir.
Çok düşmanı olan ama kimseye düşmanlık besleyemeyendir.
Kocaman yürekli merhametli can dostudur.
Saygıdır.
Yırtık pırtık elbisesi olan birini gördüğünde “neden?” sorusunu sorandır.
Cevabını da sonuna kadar arayandır!
Çöpleri karıştıran açın ekmeğidir.
Sular akmadığında Belediyeye bağırandır.
Hakkını arayamayanının hak arayışıdır.
Suskunların sesidir.
Söyleyemediklerinizi haykırandır.
Adelettir mesela;
doğru ile yalanı ayrıştırmak için araştırmalar yapandır.
Ciğerlerinize çektiğiniz temiz havadır.
Kahvaltıda çocuklarınıza yedirdiğiniz kurşunsuz baldır.
Salgın hat safhaya çıktığında size “tedbirli ol” diyendir.
Beyninizde kurgulayamadığınız düşüncelerinizi sizin yerinize kelimeler bulup kurgulayan ve cümleler kurandır.
Anlatamadığınız sıkıntılarınızı gözlerinizden okuyup cümlelere döken kelimelerdir.
Herkesi seven, saygı duyandır.
Haksızlığa boyun eğmeyendir.
Doğruların peşinden koşup, yalana, dolana minnet etmeyendir.
Dilsiz değil; Hak ‘tır!
Üretendir.
Kimsenin bakmadığı gözle bakıp haber çıkarandır.
Okuduğunuzda o haberi “vay be, nasılda fark edememişiz” dedirtendir.
Eğilmemeyi, bükülmemeyi öğretendir.
Mesleğine zanaatkar kadar bağlı olandır.
Demircinin demiri dövdüğü gibi en güzeli yazabilmek için kelimeleri dövendir.
Yazarken beyninin içinden organlarına ter dökendir.
Sevendir.
içinde insan aşkı yaşayandır.
Hayatı boyunca binlerce kez hastaneye gitmesine rağmen doktordan hiç istirahat raporu almayandır.
Kalemi, silah değil; adalet ve Hak olarak görüp kullanandır.
Zengin olmayı bir türlü beceremeyendir.
Şimdi, şöyle bir düşünün;
ister eğri oturup doğru düşünün, ister doğru oturup eğri düşünün…
Kaç gazeteci kalmış Karabük ‘te!